Lev Troçki

Grynszpan’dan Yana:
Faşist Kıyım Çetelerine ve Stalinist Hainlere Karşı

 

[Herschel Grynszpan, 7 Ekim 1938’de, Paris’teki Alman elçiliğinde bir Nazi memuruna suikast düzenledi. İlk kez 14 Şubat 1939’da Socialist Appeal’de yayınlanmış olan bu makalede Troçki, suikastın hiçbir işe yaramadığını ortaya koyarken, Grynszpan’ın kişisel kahramanlığını destekler.]

 

 

 

Politik tarihten biraz haberdar olan herkes için açıktır ki, faşist gangsterlerin siyaseti doğrudan ve bazen kasten terörist eylemleri provoke eder. Şimdilik ortada sadece bir tek Grynszpan’ın olması şaşırtıcı değildir. Şüphesiz bu tip eylemlerin sayısı artacaktır.

Biz Marksistler, ezilen uluslar açısından olduğu gibi, proletaryanın kurtuluş mücadelesinin görevleri açısından da bireysel terör taktiğini uygunsuz sayarız. Tek bir yalıtık kahraman, kitlelerin yerine geçemez. Fakat biz bu tip sarsıcı ümitsizlik ve intikam eylemlerinin kaçınılmazlığını da açıkça anlıyoruz. Bizim tüm iyi dileklerimiz, tüm sempatimiz, doğru yolu bulmakta başarısız kalacak olmasına rağmen, kendini feda eden intikamcılarladır. Sempatimiz artıyor; çünkü Grynszpan politik bir militan değil tersine deneyimsiz bir delikanlı, tek rehberi haksızlığa karşı öfke duygusu olan bir yeniyetmedir. Kapitalist diplomasiye hizmet etmek için onun kafasını uçurabilecek olan kapitalist adaletin elinden Grynszpan’ı kurtarmak, uluslararası işçi sınıfının birincil, acil görevidir.

Hepsinden iğrenci, Kremlin’in emri ile uluslararası Stalinist basında Grynszpan’a karşı, bir polis budalalığı ve tarif olunamaz bir zorbalık içinde yürütülen kampanyadır. Onlar, onu Nazilerin bir ajanı olarak veya Nazilerle işbirliği içindeki Troçkistlerin bir ajanı olarak tanıtmaya çalışıyorlar. Stalinistler, provokatörü ve kurbanı aynı kümede toplayarak, Hitler’in katliamlar için uygun bir bahane yaratma niyetini Grynszpan’a atfediyorlar. Artık utancın zerresine bile sahip olmayan bu satılmış “gazeteciler” için ne denebilir. Sosyalist hareketin başlangıcından beri, burjuvazi her zaman tüm şiddetli öfke gösterilerini, özellikle de terörist eylemleri, Marksizmin yozlaştırıcı etkisine bağladı. Stalinistler her yerde olduğu gibi burada da gericiliğin en pis geleneğini miras aldılar. Dördüncü Enternasyonal, Stalinistlerin de dahil olduğu gerici pislik tabakasının şu anda her kanlı eylem ve protestoyu, her hiddetli patlamayı, cellâtlara her saldırıyı otomatikman Dördüncü Enternasyonal’le ilişkilendirmesinden haklı olarak gururlanabilir.

Zamanında Marx’ın Enternasyonalinde de durum benzer bir şekilde böyleydi. Biz doğal olarak açık manevi dayanışma bağlarıyla Grynszpan’a bağlıyız, onun “demokratik” gardiyanlarına ya da kısmen ve dolaylı olarak da olsa Moskova mahkemesinin kararlarına dayanak yapmak için Grynszpan’ın cesedine ihtiyaç duyan Stalinist iftiracılara değil. Özünde soysuzlaşan Kremlin diplomasisi, Hitler ve Mussolini’ninkini de kapsayan çeşitli ülkeler arasında teröristlerin karşılıklı değişimi için uluslararası bir anlaşmanın entrikalarına yeniden başlamak üzere bu “mutlu” olaydan yararlanmayı umuyor. Dikkat, dolandırıcıların şahı! Böyle bir kanunun uygulanması Stalin’in en az bir düzine yabancı hükümete derhal teslimini gerektirir.

Stalinistler polisin kulağının dibinde Grynszpan’ın “Troçkistlerin toplantılarına” katıldığını haykırdılar. Bu ne yazık ki doğru değil. Dördüncü Enternasyonal’in çevresinde dolaşmış olsaydı, devrimci enerjisi için farklı ve çok daha etkili bir çıkış keşfetmiş olurdu. Canavarlık ve haksızlık karşısında sadece lanet okuyan insanlar artık değersizleşti. Fakat Grynszpan gibi, gerekirse kendi hayatlarını feda ederek düşündüğü gibi davranabilenler, insanlığın değerli mayasıdır.

Eylem şekli için olmasa da manevi açıdan Grynszpan, bütün genç devrimciler için bir örnek teşkil edebilir. Grynszpan’la açık manevi dayanışmamız bize; tüm diğer Grynszpan olacaklara, despotizm ve canavarlığa karşı mücadelede kendini feda edebilecek olan tüm diğerlerine seslenme konusunda ek bir hak verir: Başka bir yol arayın! Ancak sınıf sömürüsünün, ulusal ezilmişliğin ve ırksal zulmün bütün yapısının hiçbir artığını bırakmayacak büyük bir devrimci kitle hareketi ezilenleri özgürleştirebilir, yalnız başına kalmış bir kahraman değil. Faşizmin benzeri görülmemiş cinayetleri, intikam için, tamamen savunulabilecek bir arzu yarattı. Fakat onların cinayetleri öylesine korkunç boyutlardadır ki, bu arzu, yalıtık faşist bürokratlara suikastla tatmin edilemez. Bu nedenle, bütün dünya üzerindeki milyonlarca, on hatta yüz milyonlarca ezileni harekete geçirmek ve eski toplumun kaleleri üzerine şiddetli hücumda onlara önderlik etmek gerekir. Sadece köleliğin tüm şekillerinin yıkılması, sadece faşizmin bütünüyle yok edilmesi, sadece çağdaş haydutların ve gangsterlerin acımasızca yargılanması için insanların örgütlenmesi, insanların haksızlığa karşı öfkelerine gerçek tatmini sağlayabilir. Dördüncü Enternasyonal’in dikkatle hazırlandığı görev budur. Bu, işçi sınıfı hareketini Stalinizm belâsından temizleyecek. Bu, gençliği kendi cesur neslinin saflarında düzene sokacak. Bu, daha değerli ve daha insani bir geleceğe yol açacak.




Tarih: 14 Şubat 1939’da Socialist Appeal.
Çeviri Tahiri: Marksist Tutum, Mart 1992.
MIA'dan Çeviri: Aralýk 2003.